Bir ilişkiyi değerlendirmeden önce bireyi değerlendirmek gerekir. Bir birey öncelikle kendini iyi tanımalı, hayata dair isteklerini, hayallerini ve beklentilerini iyi bilmelidir. Böylelikle, karşısındaki insandan beklentilerini de daha rahat ifade etme imkanı bulur. Birey, karşısındakinden çok fazla şey beklerse, o kişiye ve yaşanacak ilişkiye de o kadar çok yük yüklemiş olur. Gerçekleştirilemeyen hayaller ve karşılanamayan beklentiler ise zaman içinde yaşanan ilişkiye zarar vermeye başlar.
Mutsuz çiftlerin yaptığı en büyük yanlışlardan biri, birbirlerini değiştirme çabasıdır. Böyle durumlarda kimsenin kazanabileceği bir şey yoktur. Ortaya çıkan şey ise sadece bir güç savaşıdır ve mutsuzluktan başka bir şey getirmez.
İlişkileri flört, nişanlılık ve evlilik süreçlerine ayırabiliriz. Her bir sürecin kendine has özellikleri vardır. Flört döneminde çiftler birbirlerini herhangi bir baskı olmaksızın, özgürce tanıma imkanı bulurlar. Nişanlılık döneminin ise diğer dönemlere göre daha zor ve sancılı geçtiği belirlenmiştir.
Evlilik ise dört başlıkta incelenir. Bunlar; çocuk sahibi olmadan önceki dönem, bebekli dönem, çocuğun ergenlik dönemi ve çocukların evden ayrılıp eşlerin yine baş başa kaldıkları dönemdir.
Bir ilişkinin sağlıklı yürüyebilmesi için bazı kurallar belirlenmiştir. Bunlar;
- Ne istediğini bilmek
- Emek vermek
- Eşini dikkatle dinlemek ve anlayış göstermek
- Kendini ihmal etmemek
- Eşini olduğu gibi kabul etmek
- Saygı göstermek
- Eleştirmemek
- Kıyaslamamak
- Ortak ilgi alanları oluşturmak
- Karşılıklı güven ve abartısız kıskançlık
- Anı yaşamak, geçmişte yaşanan tatsız olayların üstünde fazla durmamak
- Duygularını ifade etmede açık olmak
- Cinsellik
Günümüzde, ilişkilerde ve evliliklerde yapılan en büyük yanlışlardan biri mükemmelin peşinden koşmaktır. Ancak bilinmelidir ki, mükemmel evlilik ya da mükemmel ilişki diye bir şey yoktur. Her evlilikte veya ilişkide inişli çıkışlı dönemler yaşanacaktır. Önemli olan zor zamanları birlikte, sabırla ve anlayışla geçirebilmektir. Ayrıca, “biz” kavramı geliştirilirken “ben” olmayı da unutmamak gerekir.